Veri, Bilgi, Birikim ve Bilgelik Nedir?

Bilgi Çağında Veriden, Bilgeliğe…

Yazı, ilk olarak 3200 (M.Ö) yılında Sümerler tarafından bulunmuştur ve “Çivi Yazısı” olarak bilinmektedir. Mısırlılar çivi yazısını geliştirmiş ve sonrasında ise Hititler, “hiyeroglif” dediğimiz, resimsel anlatıma dayalı yazıyı kullanmışlardır. Tarihe baktığımızda ilk kurulan şehirlerde nüfusun artması ile ticari faaliyetler büyük hacimlere ulaşmış ve klasik hesaplamalar yetersiz kalmaya başlamıştır. Halk günlük alış-veriş ve hesaplamalarda zorlanmaya başlamış, veri’yi kayıt ederek herkes tarafından tekrar kullanılabilir bir forma dönüştürmüşlerdir. Yapılan arkeolojik kazılarda tüccarların alış-veriş hesaplarını kil tabletlerin üzerine yazarak kayıt altına almaya başladıkları görülmüştür. (Sümerler, M.Ö 3200)

İnsanlık tarihinin sıçrama noktalarından bir tanesi olarak “yazının icat edilmesi” birçok yerde referans olarak gösterilir. Yazı sayesinde; veriler kaydedilmeye başlanmış, belirli büyüklüğün üzerindeki matematiksel işlemler rahatlıkla yapılmaya başlanmış, insanların bilgi ve birikimlerini sonraki nesillere aktarmanın yolunu açmışlardır. Bu sayede insanlık bilgiyi toplamaya, iletmeye ve saklamaya başlamıştır. Toplumda ve toplumlar arasında ortak bir dil oluşturmaya vesile olarak, topluluklar arasındaki ilişkileri yaygınlaştırmış, eğitim ve öğretimi kolaylaştırmış, düşünce ve sanat’ın yaygınlaşmasına vesile olmuştur.

Bu kısa tarihi bilgilendirme sonrasında veri’nin ve veri’nin kaydedilmesinin insanlık için ne kadar önemli olduğunu ve bugünlere gelmemizdeki kritik rolünü hatırlatmak istedim, çünkü insanlık yazı ile artık veri’ler kaydedilerek, bilgi’ye giden yolun ilk adımını atmışlardır.

Data veya Veri

Veri Madenciliği terimini birçoğumuz duymuştur, bu iki kelime aslında bize bilgi’nin ne kadar değerli olduğu hakkında ipucu vermektedir. Herkesin bildiği gibi yerin altında birçok farklı maden vardır (altın, gümüş, demir, çelik, kömür, elmas vs.) bu madenler yeryüzüne çıkartılıp, işlenmeden insanlara maalesef bir fayda sağlamıyorlar, ne zaman ki yeryüzüne çıkartılarak insanların hizmetine ve kullanımına sunuluyor faydalarını toplum olarak hepimiz görmeye başlıyoruz. İşte VERİ de aynen bu şekildedir, her zaman vardır ve etrafımızdadır, yeter ki onu görünür bir hale getirelim ve kaydetmeye başlayalım. Her zaman, her yerde bir veri’nin varlığından bahsedebiliriz; bu yazı, otobüs bekleyen insanlar, hava durumu verileri, trafik verisi gibi.

Bilgi

Veri bir amaç doğrultusunda kaydedilmeye başlanarak insanların kullanabileceği bir şekilde kullanıma sunulduğunda (herkes kendi amaçlarına uygun olarak) bu verileri anlamlı bilgi parçacıklarına dönüştürmeye başlayacaktır. Otobüs kalkış ve varış saatine göre günlük programını yapanlar, hava durumuna göre kıyafet seçenler, tatil planı yapanlar, trafik yoğunluğuna göre gideceği rotayı çizen kişiler, kişisel kredi skoru hesaplayan finans kuruluşları gibi bu bilgi’ler günlük hayatımızda kullanılmaktadır.

Birikim

Veri nedir öğrendik, bu veriyi nasıl bilgi olarak kullandığımızı biliyoruz, şimdi sırada bu bilgileri kullanarak topladığımız veya tecrübelerimiz ile ortaya çıkardığımız Birikim var önümüzde, yani “Bilgi Birikimi” İngilizce karşılığı “Knowledge”. Bilgi İşlem sektöründe bu bilgilerin depoladığı siloları “Knowledgebase” olarak isimlendirilmektedir. Knowledgebase aracılığı ile; karşılaşılan sorunları, çözüm yollarını yada bir şeyin nasıl yapacağını kaydedilmekte, bu biriken kayıtlarıda daha sonra kullanmak üzere insanların erişilebileceği bir alana yerleştirildiği zaman ise, işte karşınıza bir bilgi birikimi. Dünyada buna en büyük örnek sanırım “Google” arama motorudur.

Bilgi her yerde olmasına karşın, bu bilgiyi nasıl kullanacağımızı zaman içinde edindiğimiz öğrenim ve deneyim pekiştirmektedir. Eğitim sistemi buna en güzel örnektir, her birimiz yıllarca okullarda eğitim alıyoruz, aldığımız eğitim bizi adım adım hedefimize yada mesleğimize doğru yöneltmektedir. Bilgileri üst üste koyarak biriktirmekte ve bu birikimden ortaya çıkan tecrübelerimiz ile bir konuda uzman/iş yapabilir hale geliyoruz.

Bilgelik

Son durağımız ve modelimizin en üst seviyesi ise Bilgelik’tir. Verimiz var, bu veriyi anlamlı bilgi haline getirdik, bir süredir belirli bir uzmanlık/iş kolunda çalışıyoruz ve tecrübemiz de var fakat bazı insanlar var ki bizlerle aynı işleri yapmalarına karşı onların bilgisi (kendi uzmanlık alanlarında) diğer meslektaşlarına göre daha fazla ve bilgi birikimlerinin fazlalığı veya uzmanlık alanındaki yetkinlerinin diğerlerine göre fazla olması nedeniyle daha sözü dinlenen veya danışılan kişilerdir. Buna örnek aslında kafamızda var, filmlerde, resimlerde anlatımlarda genelde uzun beyaz sakallı, az konuşan, çok düşünen, köyün veya yaşadığı bölgenin en yaşlısı ve bilgilisi olarak gösterilirdi bizlere.

Okuduklarımızı pekiştirmek için kısa bir özet yapalım isterseniz…

Veri Nedir? (Data)

Henüz işlenmemiş olan en küçük bilgi parçasına VERİ denir. Tek başına anlamlı bir şekilde kullanılamaz haldedir, bir araya toplanarak gerekli süzgeçlerden geçirilmesi veya gruplanması neticesinde önem kazanır.

Örneğin, etrafımızda etkileşimde olduğumuz her şey sürekli veri sağlamaktadır. Alfabe, rakamlar, isimler, finansal veriler, hava şartlarına ait veriler, sağlık verileri ve kişisel veriler vb. veriler kullanılmak üzere kaydedilmektedir.

Bilgi Nedir? (Information)

Verilerin bir araya getirilerek, anlamlı çıktılar oluşturduğu topluluğa BİLGİ denir. Tecrübe, inceleme veya gözlem yoluyla anlamlandırılmış veriler bütünüdür de diyebiliriz.

Örneğin, kişiye ait finansal veya mali verileri bir araya getirilerek, mevcut durum ve gelecek yakın dönem için tahminler yapmamızı sağlayan bir BİLGİ’ye dönüşmektedir.

Birikim Nedir? (Knowledge)

İnsanların eğitim ve/veya tecrübe ile edindiği bilgiler neticesinde geliştirdikleri yetkinlikleri ve ortaya çıkardıkları olgulardır.

Örneğin, kişinin finansal harcamalarına bakarak gelecekteki durumunu tahmin edebilmek için finansal eğitim ve tecrübe gerekmektedir.

Bilgelik Nedir? (Wisdom)

Bulunduğu konuma göre; yaptığı iş, uzmanlık veya çevresindekilere göre daha fazla bilgi birikimi ve deneyime sahip olan, bilgileri yorumlamada daha üstün, konusunda söz sahibi veya otorite olmaktır.

Örneğin, birçok uzman borsa’da tahmin yapıyor fakat bazı borsa veya finans yorumcuları diğerlerine göre daha isabetli tahminlerde bulunabiliyorlar.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *